KAFEİN DUYARLILIĞI OLANLARA: KAFEİNSİZ TÜRK KAHVESİ

Ülkemizdeki tüketicileri baz alarak düşündüğümüzde önemli bir bölümünün kahveyi “Türk kahvesi” olarak tanımladığını söylesek yanlış olmaz. Asırlardır geleneklerimize işlemiş, her öğünümüze konuk olmuş bu içeceğin kültürümüzün bir parçası olduğu su götürmez bir gerçek. Oysa bu kadar çok tüketilip sevilmesine rağmen kahve, önemli bir kesimin neredeyse hayatında yok. Çeşitli sağlık sorunları nedeniyle hiç içemeyen veya daha sonra yaşadıkları kafein duyarlılığı bu eşsiz içeceği tüketmesine engel olan birçok insan var. İşte kafeinsiz Türk kahvesi tam da bu noktada devreye giriyor. Geleneklerimiz ile hassasiyetlerimiz arasında bir köprü kurarak pek çok kişiyi benzersiz bir lezzetle buluşturuyor. Biz de kahveye olan özleminizi ya da merakınızı giderecek kafeinsiz çeşidi hakkındaki her şeyi, bu yazımızda sizinle buluşturuyoruz!

Kafeinsiz Türk Kahvesi Nedir?

Ham maddesinin kafein olduğunu bildiğimiz kahvenin nasıl kafeinsiz hale gelebildiğini öğrenmekle işe başlayalım. Aslında decaf olarak da adlandırılan kahvenin bu türü, tam olarak kafeinsiz değildir. İçeriğindeki kafein oranı yaklaşık %97 oranında azaltılmış olan çekirdeklerden elde edildiği için kafeinsiz olarak tanımlanır (1). Dolayısıyla diğer tüm çeşitlerinde olduğu gibi bu çekirdeklerden üretilen decaf Türk kahvesi de, tüketilebilecek en az kafeine sahip kahve sınıfına girer.

Henüz kavrulmamış, yeşil haldeki çekirdeklerde yapılan kafeinsizleştirme süreci; iki farklı yöntemle gerçekleştirilir. Kimyasal çözücülerle uygulanan yöntemde çekirdekler bir süre buhara maruz bırakılır. Hemen ardından içinde metilen klorür ya da etil asetat olan bir çözeltide bekletilir. Bu çözelti ile reaksiyona giren kafein; çekirdeklerden ayrılır. Bu yöntemde kullanılan kimyasallar, sağlığı tehdit etmeyen maddelerdir.

Daha doğal olan diğer yöntemde ise kimyasal işlemler kullanılmaz; kafein, sadece su ile çekirdeklerden ayrılır. Çekirdeklerin batırılıp bekletildiği sıcak su, aktif karbon filtre ile süzülür. Bu sırada küçük moleküllü yağ ve aromalar aktif karbon filtreden geçer. Daha büyük moleküllü kafein ise filtrede kalır. Ardından çekirdekler ise yağ ve aromaların bulunduğu suya eklenir. Böylece önemli besin maddelerini geri kazanması sağlanır. Her iki yöntemle de elde edilen Türk kahvesi, tüketim için son derece güvenlidir. Ancak hangi yöntemle elde edilmiş çekirdeklerden üretildiğini bilmek pek mümkün değildir.